16 Ekim 2007 Salı

SÜREKLİ YORGUNLUĞUN 7 TEMEL NEDENİ


Sağlıklı yaşadığınız halde kendinizi yorgun hissediyorsanız ve bunun sebebi yoğun iş temposu değilse ciddi bir sağlık sorununuz olabilir. İşte yorgunluğun belli başlı 7 temel nedeni.

Kansızlık:

Üretkenlik çağınızda iseniz ve özellikle adet dönemleriniz uzun sürüyorsa, miyomlarınız varsa ya da yakın zaman önce doğum yaptıysanız, bunlara bağlı kan kaybı nedeniyle kadınlarda yorgunluğun birinci nedeni olan anemi gelişmiş olabilir. Kanamalar sonucunda kanda oksijeni taşıyan alyuvarlardaki demirden zengin bir protein olan hemoglobin miktarı azalır. Dokular ve organlar yeterince oksijen almayınca bunun sonucu yorgunluktur. Kansızlığın diğer nedenleri iç kanama veya demir, folik asit ya da vitamin B12 eksikliği olabilir. Böbrek hastalığı gibi kronik hastalıklar da kansızlığa neden olabilir. Baş dönmesi, solukluk, üşüme hissi, kalp atımında hızlanma kansızlığın diğer belirtileridir. Kansızlığın tanısı için doktorunuz bir kan testi isteyecektir. Eğer sebep demir eksikliği ise demir takviyesi gibi kansızlığın nedenine yönelik tedavi uygulanır. Etkili tedaviyle yorgunluk, en geç 30 günde geçecektir.

Hipotiroidi:

Genel olarak enerji düzeyiniz hep düşükse, kendinizi tükenmiş ve hattâ biraz depresyonda gibi hissediyorsanız bunların sebebi yavaş çalışan tiroid bezi olabilir. Tiroid bezi vücudun enerji metabolizmasını kontrol eder. Kadınlarda sanıldığından çok daha yaygın olan tiroid bozukluğu T3 ve T4 gibi tiroid hormonlarının düzeyinin saptanmasıyla teşhis edilebilir. Bu hormonlar düşükse dışarıdan hormon takviyesi yapıldığında yorgunluk şikâyetiniz kısa zamanda geçecektir.

İdrar yolu enfeksiyonu:

Kadınların çoğunda idrar yolu enfeksiyonu yanma veya sık idrara gitme ihtiyacı gibi belirtilerle birlikte ise de bazı hastalarda hiçbir belirti olmayabilir ya da belirtiler hafif olduğundan fark edilmeyebilir. Sürekli yorgunluk da bu gibi idrar yolu enfeksiyonlarının tek belirtisi olabilir. Cinsel birleşme bakterileri idrar yolunun ağzından vajinaya doğru ittiğinden bu riski artırabilir. Bir idrar tahliliyle teşhis konulabilir. Genellikle ağızdan alınan bir antibiyotikle tedavi hızlı ve kolay sonuç verir. Yorgunluk da birkaç gün içinde kaybolur. Bir süre sonra yorgunluk veya başka belirtiler tekrarlarsa tekrar idrar testi yaptırın çünkü bazı kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları kroniktir.

Fazla kafein alımı:

Hızlı bir enerji desteği için çoğumuz kahve ya da kola içeriz ama bazı kadınlarda kafeinin fazlası ters bir etki yapabilir. Bir uyarıcı olan kafein, fazla miktarda alındığında yorgunluğa neden oluyor. Bu nedenle kafein alımının daha da artırılması sorunun kötüleşmesinden başka işe yaramıyor. Çözüm; yaşantınızdan kafeini mümkün olduğu kadar çıkarın. Bu, sadece kahvenin değil çikolata, çay, kola ve kafein içeren bazı ilaçların da kesilmesi anlamına geliyor.

Besin intoleransı:

Besinlerin bize enerji verdiği kabul edilir ama bazı doktorlar gizli besin intoleranslarının bunun tersine yol açtığına inanıyor. Hafif bir besin intoleransı bile uykunuzun gelmesine yol açabilir. Tolere edemediğiniz yani yendiğinde size, sizin bu besine bağlamadığınız ve ondan olduğunu düşünmediğiniz rahatsızlıklar verebilen bazı besinler olabilir. Bu besinlerin farkında olmadan sürekli yenilmesi kendinizi,sürekli yorgun ve tükenmiş hissetmenize neden olabilir. Eğer belirli besinleri yedikten sonra 10-30 dakika içinde uykunuz geliyor, kendinizi kötü hissediyorsanız şüphelendiğiniz besinleri beslenmenizden çıkarın. Böyle bir şüpheniz varsa doktorunuzla konuşun.

Uyku apnesi:

Yeterli uyku uyumuyorsanız bu bir yorgunluk sebebi olabilir. Ama ya yeterli uyku uyuyup ta aslında uykunuzu almadığınızı bilmiyorsanız? Uyku apnesi olarak bilinen durumda siz uykuda iken genellikle her gece birçok kez nefes almanız durmaktadır. Sonuç, gece kaç saat uyursanız uyuyun bütün gün yorgun olmanızdır. Uyku apnesi konusunda uzmanlaşmın bir doktorun yardımıyla uyku laboratuvarında bu hastalığa tanı konulması mümkündür. Uyku apneniz varsa doktorunuz kilo verme ve sigarayı bırakma gibi yaşam tarzı değişimleri önerecektir. Siz uyurken hava yollarını açık tutan cihazlar veya nefesle tetiklenen basınçlı hava cihazları kullanılabilir. Aşırı olgularda, yeterli hava akımının sağlanması için ameliyat gerekebilir.

Tanı konmamış kalp hastalığı:

Elektrikli süpürgeyle evi temizlemek, bahçe işleri veya olağan günlük işlerinizi yapmak gibi sıradan işler sizi yoruyorsa, kalbiniz SOS sinyali gönderiyor olabilir. Eğer bu basit hareketlerle gelen yorgunluk hissi hele birdenbire ve sebepsiz yere ortaya çıktıysa, ciddi durumların habercisi olabilir, beklemeden doktorunuza danışmalısınız.

Kanser belirtileri nelerdir?


Tarama testleri karmaşıklık ve mahiyet açısından değişiklikler gösterir. En yaygın bir şekilde kullanılan testlerin çoğu yüksek risk altındaki kişilerde sık görülen kanser biçimlerini bulacak şekilde tasarlanmıştır. Kanser tarama testleri pratik olmalıdır. Yapılan test, kanseri, tamamen iyileşme şansının hâlâ yüksek olacağı şekilde erken belirlemelidir.

Emniyet de önemli bir konudur. Test başlı başına tehlikeli bir sağlık riskini yaratmamalıdır. Bundan yirmi yıl önce meme kanserini belirlemek için kullanılan mamografı işlemi, gövdeyi oldukça yüksek radyasyona maruz bırakıyordu ve kanserin gelişmesinde başlı başına bir faktör oluyordu. Ancak bugün mamografi ile kadınlar yalnızca küçük miktarlarda radyasyona maruz kalmakta, böylelikle muayene daha emniyetle olmaktadır.

Kanser için periyodik tarama testleri tüm kanser vakalarında ve çeşitlerinde aynı önleyici değere sahip değildir, örneğin akciğer kanserinde, özellikle eğer sigara içiyorsanız, ara sıra göğüs röntgeninin çekilmesi veya balgam tahlili, yaşamınızı sürdürme şansını belirgin bir şekilde artırmayacaktır. Erken dönemde test etme hâlâ önemli olmasına rağmen, akciğer kanserinde yaşama oranı hâlâ yüzde 15 in altındadır. Sonuç olarak, eğer sigara içiyorsanız veya evinizde veya işyerinizde kimyasal maddelere maruz kalıyorsanız, akciğer kanserinin taranması konusunda öğütlerini almak için doktorunuza başvurunuz. Ancak hastalığın belirtilerini gözlemekten daha önemli olan bir şey, potansiyel karsinojenlere (kansere neden olan maddelere) maruz kalmanızı azaltacak her şeyi denemektir. Sigarayı bırakmak böylesi stratejilerden biridir.

Diğer kanserler yaşama oranı belirgin bir şekilde artacak kadar erken teşhis edilebilir. Aşağıda belirtilen kanser tarama testleri, Amerikan Kanser Derneği tarafından önerilen kanser önleme programının bir parçasıdır.

Meme Kanseri

Uyarıcı Belirtiler: Memede herhangi bir sertlik veya kitle, veya meme uçlarından gelen akıntı veya kan.

Kanser Riski Faktörleri: Meme kanseri genellikle elli yaşın üzerinde olan kadınlarda; hiç çocuğu olmamış kadınlarda, ilk çocuklarını otuz yaşından sonra doğuran kadınlarda, hiç emzirmemiş olan kadınlarda, ideal ağırlıklarının yüzde 40 üzerinde olan kadınlar ile cinsel olgunluğa gecikmiş olarak gelen veya gecikmiş menapozu olan kadınlarda ve ailesinde (anne veya kızkardeşlerde) menapoz öncesi meme kanseri olayı olan kadınlarda ortaya çıkar.

Check-up Kuralları: Her kadın ayda bir defa göğüslerini dikkatlice muayene etmelidir.

Buna ek olarak yirmi ile kırk yaş arasında olan kadınların her üç yılda bir göğüslerini bir hekime muayene ettirmesi gerekir. Kırk yaşın üzerinde olan kadınların bu muayeneyi her yıl yaptırması gerekir. Eğer kırk yaşın altındaysa-nız, ailenin geçmişinde göğüs kanseri yoksa yüksek risk gruplarından birine girmiyorsunuz demektir ve mamografinin alınmasına gerek duyulmayabilir. Eğer kırk ile kırkdokuz yaşlan arasında iseniz, herhangi bir belirti veya kitle yoksa ve ailenizde göğüs kanseri geçiren biri yoksa yalnızca basit bir mammogram yaptırın. Elli yaşından sonra mammogramı her yıl yaptırın. Eğer ailenizde göğüs kanseri varsa, yaşınıza aldırmaksızın her yıl bir mammogram yaptırın.

Testis Kanseri

Uyarıcı Belirtilen Teslislerde herhangi bir kitle veya boyutlarında değişiklik.

Kanser Riski Faktörleri: Yaşlı erkeklerden daha çok genç erkeklerde ortaya çıkar (kırk yaşından sonra fazla görülmez); normal yerine inmemiş testisler.

Check-up Kuralları: ilk gençlik yıllarının son dönemlerinden başlayarak tüm yaştaki erkekler her ay teslislerini muayene etmelidirler.

Kolorektal (Kalın Bağırsak ve Rektum) Kanser

Uyarıcı Belirtilen Herhangi bir rektal (makattan gelen) kanama veya dışkılama alışkanlıklarında uzun dönemli değişiklik.

Kanser Riski Faktörleri: Aile üyelerinden birinde geçmişte kolorektal polip (iyi huylu tü-moral oluşum) veya kolorektal kanser veya kronik ülserleşmiş kolit olması.

Check-up Kuralları: Kırk yaşın üzerinde olan kadın ve erkeklerin her yıl dijital (parmakla) rektal muayeneden geçmesi gerekir. Bundan öte elli yaşın üzerinde olan erkek ve kadınların en azından iki yılda bir sigmoidoskopik muayeneden geçmesi (sigmoidoskop ile kolon içinin muayenesi) ve her yıl kan bulunup, bulunmadığının kontrolü için feces (dışkı) testini yaptırması gerekir.

Akciğer Kanseri

Uyarıcı işaretlen Rahatsız eden bir öksürük, öksürürken kan gelmesi ve akciğer iltihabı veya bronşit nöbetleri; göğüste ağrı.

Kanser Riski Faktörleri: Çok sigara içmek ve özellikle astbest olmak üzere çevre kirletici maddelere maruz kalmak.

Check-up Kuralları: Kırk yaşın üzerinde olan herkesin bir göğüs röntgeni çektirmesi gerekir. Bunu takip eden göğüs röntgenleri doktorunuzun kişisel kararına göre yapılacaktır.

Servikal (Rahim Boynu) Kanser

Uyarıcı Belirtiler: Anormal vajinal kanama.

Kanser Riski Faktörleri: Genital (Cinsel) bölgelerde kabarcıklar oluşturan deri iltihaplan veya genital siğil enfeksiyonları-, ergenlik çağına geldikten kısa bir süre sonra cinsel ilişkiye girme veya çok fazla cinsel ilişki partnerinin olması.

Check-up Kuralları: Onsekiz yaşına gelen kadınların veya seksüel olarak aktif olanların her yıl Pap testi yaptırması ve pelvik muayeneden geçmesi gerekir. Birbirini takip eden üç veya daha fazla normal sonuç veren yıllık muayenenin ardından doktorunuz Pap testinin daha az aralıklarla yapılmasına karar verebilir.

Endometrium (Rahim iç zarı) Kanseri

Uyarıcı Belirtiler: Anormal vajinal kanama.

Kanser Riski Faktörleri: Geçmişte kısırlık olması veya yumurtlama olmaması; menapozun geç başlaması veya uzun süreli östrojen tedavisi, vücutta aşırı yağlanma; çok fazla sigara içmek.

Check-up Kuralları: Menapoza geldikten sonra geçmişinde kısırlık, aşırı şişmanlık, yfmurtlayamama, anormal rahim kanaması veya östrojen tedavisi olan kadınların endo-metriyal biyopsi yaptırmaları gerekir.

İdrar Yolu ve Mesane Kanseri

Uyarıcı işaretler: idrarda kan; sırt ağrısı; kilo ve iştah kaybı, sürekli ateş; anemi (kansızlık).

Kanser Riski faktörleri: Elli yaşın üzerinde olan erkeklerde-, çok fazla sigara içenlerde, geçmişte kronik idrar yolu enfeksiyonlarından rahatsız olanlarda daha fazla görülür.

Check-up Kuralları: Komple fiziki muayeneniz sırasında yapılan rutin idrar tahlilleri idrarınızda kan olup olmadığını (hemıtüri) gösterecektir. Eğer hematüri bulunursa, doktorunuz anormal bir doku da bulursa, biyopsi de dahil olmak üzere sistoskopik bir muayene yapabilir. Doktorunuz bir böbrek filmi de isteyebilir.

Ağız Kanseri

Uyarıcı işaretler: Ağzınızın renginde herhangi bir değişiklik veya ağzınızda iyileşmeyen herhangi bir yara.

Kanser Riski Faktörleri: Genellikle kırkbeş yaşın üstünde erkeklerde, çok fazla sigara içenlerde ve özellikle çok fazla alkol kullanımı ile birlikte dumansız tütün kullananlarda (tütün çiğneyenlerde) daha fazla görülür.

Check-up Kuralları: Eğer iyileşmeyen bir yara varsa doktorunuza veya diş hekiminize başvurun.

Gırtlak Kanseri

Uyarıcı Belirtiler: Boğuk seslilik.

Kanser Riski Faktörleri: Çok fazla sigara içmek, eğer fazla miktarda alkol kullanımı ile birlikte oluyorsa.

Check-up Kuralları: Konuşma özelliğinizde herhangi bir değişiklik olması durumunda bir boğaz uzmanı tarafından yapılan muayene veya eğer çok fazla sigara içiyorsanız yıllık muayene.

Prostat Kanseri

Uyarıcı Belirtilen idrara çıkmada zorluk; sırtın alt kısmında sürekli bir ağrı, pelvis veya kasıkların üst kısmında sürekli ağri; idrarda kan.

Kanser Riski Faktörleri-. Yetmiş yaşın üzerinde olan erkeklerde daha fazla görülür.

Check-up Kuralları: Eğer kırk yaşın üzerinde iseniz, periyodik tıbbi muayeneniz sırasında bir dijital (parmakla) rektal muayeneden de geçmeniz gerekir.

Cilt Kanseri

Uyarıcı Belirtilen Düzensiz sınırları olan küçük bir lezyon (yara, bere) ve vücutta veya kol ve bacaklarda kırmızı, beyaz, mavi veya mavi-siyah lekeler; cildin herhangi bir yerinde rengi inci beyazından siyaha kadar değişen yumru veya lezyonlar; avuç içi, ayak tabanı, el ve ayak parmaklarının uç kısımlarında koyu renkli lezyonlar; güneşe maruz kalmış cilt üzerinde daha koyu renkli beneklerle birlikte geniş kah-verengimsi lekeler; cildin herhangi bir yerinde kırmızımsı mor lekeler; ayak parmakları veya bacakta mor-kahverengi veya koyu mavi no-düller; yüz, kulak veya boyunda inci gibi veya mumlu gibi yumru veya şişler-, göğüs veya sırtta düz, ten rengi veya kahverengi yara izine benzer lezyonlar; yüz, kulaklar, boyun, eller veya kollarda pullu veya kabukla kaplı yüzeyi olan düz lezyon veya kırmızı nodul; herhangi bir bende görülen değişiklik veya iyileşmeyen bir yara.

Kanser Riski Faktörleri: Kadın ve erkeklerde kızıl saç, açık cilt rengi veya gözlerin mavi olması; çocuklukta ciddi güneş yanığı olması; ailenin geçmişinde doğum lekeleri veya benler (displastik nevüs doğumda mevcut ben oluşumu sendromu.)

Check-up Kuralları: Eğer yukarıda sıralanan uyarıcı belirtilere sahip herhangi bir cilt lezyo-nunuz varsa doktorunuza danışınız.

MİDE YANMASI (EKŞİMESİ)


Mide yanması 20 ile 50 yaş arasında birçok insanda görülen çok yaygın bir rahatsızlık. Midede yanma hissi yemekten önce, yemek sırasında ya da yemekten 2-3 saat sonra hissediliyor. Besinler, sindirim işlevinin bir gereği olarak midede ilk değişikliklere uğrayarak bağırsaklara gönderilmek için hazırlanıyor. Mide bu işlevi yerine getirirken iç yüzeyini kaplayan zarın altındaki salgı hücrelerini, besinlerin gerekli değişimini sağlamak üzere uyarıyor. Bu sırada oluşan bir dengesizlik, aşırı asit ortamına ve midenin kendini koruyamamasına yol açarak yanma hissine neden oluyor.

Büyüklerimiz midede yanma hissi duydukları zaman hemen bir lokma ekmek içi çiğnermiş. Ekmek içinin değil ama ağıza birşey atmanın doğru bir yöntem olduğunu belirten günümüz doktorları da az ama sık yemeyi öneriyorlar. Öğünleri küçülterek sık sık yemenin şikayetleri azaltacağını söylüyorlar.

Yemeğe daha fazla zaman ayırın. Ayaküstü değil, sofrada oturarak yiyin. Acele yemek mide işlevine zarar veriyor. Kendinize daha fazla zaman ayırıp yemek yemeyi bir zorunluluk değil de bir keyif anına dönüştürün.

Ağzınıza küçük lokmalar almak midenin sindirim için gerekli salgıları daha kolay üretmesine yardımcı olur. Lokmaları uzun uzun çiğneyin. Bu, midenizde şişkinlik ve ağırlık hissetmemenizi sağlar.

Sofradan tıkabasa doymadan kalkın. Mide boş bir torba olduğu için yemek yerken çiğnediğimiz besinler buraya ulaştıkça mide sürekli genişler. Eğer kemerinizi çok sıkmışsanız yanma hissi duymanız çok doğal. İçi dolu bir plastik torbayı düşünün. Tam ortasından bir ipi kemer gibi sıkıca bağlayın. Torba sağa ya da sola çekecek ya da aşağıya doğru sarkacaktır. Mide de aynı böyle... Bu nedenle ölçülü miktarda yemek yiyin.

Akşam öğününden hemen sonra damak kaçamakları yapmayın. Aksi takdirde mide gece boyunca çalışıp yorulur. Akşam yemeği ile uyku arası en az üç saat olmalı. Yani yemek yedikten en az 3 saat sonra yatın. Gece yatarken sağ yana dönerek yatmayın. Besinin mideye girişi sağ taraftan gerçekleştiği için yedikleriniz yeterince hazmedilemeyip mide borusunda yanma hissi oluşabilir.

Yemek yedikten sonra yere eğilmeniz gerekiyorsa dizlerinizi bükerek eğilin. Aksi takdirde mide işlevini gerektiği gibi yapamaz.

Yiyecek ve içeceklerin çok sıcak ya da soğuk olması mide sıvısına zarar verebilir. Bu nedenle yiyecek ve içeceklerin ılık olmasına özen gösterin.

Sigaradan uzak durun.

Yemekten sonra uzanmayın. Unutmayın, mide sıvısı yatay pozisyonu sevmez ve yanma hissi mide borusu yoluyla ağzınıza kadar gelebilir.

Bunlardan Uzak Durun

Hazmı kolay olmayan kızartmaları ve yağlı yiyecekleri sofranızdan uzaklaştırın. Ağır yağlı, fazla kremalı ya da soslu besinleri yemeyin. Çikolata, içerdiği yüksek dozdaki yağ ve kafein nedeniyle hassas mideye zarar vererek yanma hissine yol açıyor. Sütlü çikolata, daha az yağ içeren bitter çikolataya oranla daha tehlikeli olduğundan çikolata sevenler genelde sütsüz olanını tercih etmeli.

Kafeinli içecekler mide için çok zararlı. Kahve, çay ve kola gibi içecekler hassas mideyi yorar. Eğer mide yanmasından şikayet ediyorsanız ve kahve içmeden duramıyorsanız kafeinsiz kahveyi tercih edin.

Gazozlu içecekler ve asitli meyve sularını dikkatli için. Domates veya portakal suyu asitli olduğu için mide yanmasını şiddetlendirebilir. Bu nedenle sulandırarak ve balla tatlandırarak için.

Et suyu ile hazırlanmış çorbalardan uzak durun. Diğer çorbaları ise çok sıcak içmeyin. Ilınmasını bekleyin.

Alkol midedeki yanma hissini artırır. Hele mide boşken alkol kesinlikle almayın.

Çiğ soğan ve çiğ meyve de mide asidini artıran etkenlerdendir.

Şeker yemeyi seviyorsanız naneli olanları seçmeyin.

Mide ağrılarınıza son verecek sağlıklı ve dost besinlerle yemek yemenin keyfini çıkartabilirsiniz...

Karnabahar : Haşlanmış karnabahar, mideyi asit saldırılarından koruyarak tüm sorunları giderebilir. İçeriğinde bulunan gefarnato maddesi ülser ilacının hammadesi olarak kullanılıyor.

Lahana : Lahanayı çiğ olarak yemeyi tercih edin. İnce şeritler halinde doğrayıp salata yapın. Meyve presinde lahananın suyunu sıkıp aynı miktarda elma suyu ile karıştırın ve için. Lahana, ülser ve gastrit ilacı olarak biliniyor. Dörtte bir lahanayı yıkayıp kalın şeritler halinde doğrayın. 1 kerevizi soyup doğrayın. 1 havucu temizleyip dilimleyin. Lahana, kereviz ve havucu katı meyve presinde sıkıp sabah akşam suyunu için.

Patates : Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Patatesi soyup katı meyve presinde suyunu sıkın. Su,havuç suyu ya da kereviz suyu ile karıştırıp için.

Elma sirkesi : Salatalarda ya da mezelerde elma sirkesi kullanın.

Maden suyu : Mide asidinin büyük bir bölümünü etkisiz hale getiriyor.

Ispanak : Ispanağı buharda pişirin ya da haşlayarak tüketin. Taze yapraklarını salata olarak yiyin.

Zeytinyağı : Çiğ olarak kullanıldığında besinlerin midede kalma süresini azaltıyor ve yağların sindirimi için safra salgısını artırıyor.

Baklagil : Fasulye, bezelye ve mercimekte bulunan bioflavionid maddesi, midenin koruma faktörünü artırıyor.

Muz : Mideyi seven meyvelerin başında geliyor. Ara öğünlerde birer muz yemek, midedeki yanma hissini ortadan kaldırabilir. Muz, mide enzimleri ve hücrelerinin üretimini de artırıyor.

Kızarmış ekmek : Midenin salgıladığı aşırı asidi kurutarak yanma hissini gideriyor.

Meyankökü : Güçlü bir mide koruyucusu.Yapılan son araştırmalara göre midedeki aşırı asitlenmeyi azaltıyor.

KOLESTEROLE KARŞI KURU FASÜLYE


2007 Ekim ayını kolesterole karşı bilgilendirme kampanyalarına ayıran ABD deki Diyetisyenler Birliği, kuru fasulyenin kolesterol düşürücü özelliğini anlatan bir rehber hazırladı.

Rehberde, haftada üç porsiyon kuru fasulye yemenin kolesterol düzeyini düşürdüğü belirtiliyor. Arizona Üniversitesi nin araştırması, kuru fasulyenin düzenli yenmesinin, vücuttaki kolesterolü yüzde 8 oranında azalttığını ortaya koydu. Toronto Üniversitesi nin yaptığı bir diğer araştırmada ise bu etkinin yüzde 30 lara ulaştığı bulgulandı.

23 Temmuz 2007 Pazartesi

Yeşil çay enfeksiyona birebir



Güçlü bir antioksidan olan yeşil çayın aynı zamanda idrar yolu enfeksiyonlarında da etkili olduğu açıklandı. Yaz hastalıklarının başında yer alan idrar yolu enfeksiyonlarında kullanılan yeşil çay, içerdiği polifenoller ile iyileştirici etkiye sahip... Anti-aging uygulamalarının da en fazla talep gören maddelerinden olan yeşil çayın, kalp sağlığı üzerinde de olumlu etkileri bulunuyor. Birçok kanser türüne karşı da koruma sağlayan yeşil çay, metabolizmayı hızlandırdığı için kilo kontrolünde de oldukça fazla talep görüyor. Tabii vücuttan fazla su kaybına neden olmaması için tüketim miktarlarını abartmamakta yarar var...

21 Temmuz 2007 Cumartesi

Havuzdan sonra sabunla duş alın

Havuzdan sonra sabunla duş alın Yaz aylarının en büyük keyfi havuzlardan enfeksiyon kapmak istemiyorsanız yüzmeden önce ve sonra mutlaka duş alın. Özellikle vücudunda çatlak, kesik ve sıyrık olanlar enfeksiyon ve mikroplara karşı korunmak için sabunla yıkansın.

Yaz aylarında hafta sonu kaçamaklarının gözdesi havuzların keyif yerine kabusa dönüşmemesi için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sercan Ulusoy'un önerilerini dikkate alın.

Yaz aylarında herkes havuzlara akın ediyor. Yeterince hijyenik olmayan havuzlar ne gibi tehlikelere yol açabilir?

Yüzme havuzları çok kişinin ortak kullandığı alanlar olduğundan, çok sayıda sağlık sorununa neden olabilir. İnsanların farklı salgılarıyla kirlenen ve uygun dezenfeksiyonu yapılmayan havuzlar birçok enfeksiyonun bulaşmasına neden olabilir. Ayrıca, havuz suyunun dezenfeksiyonu için kullanılan kimyasal maddelerin bizzat kendileri, insanların kullandığı ve suya karışan sabun, şampuan veya güneş yağı gibi maddeler de önemli sorunlara neden olabilir.

Suyu yutmayın!

Nasıl korunmak gerekli?

Havuza girmeden önce mutlaka duş alınmalı, mümkünse ayaklar antiseptikli suya batırılarak temizlenmeli. Havuz suyunu mümkün olduğunca yutmamaya çalışın. Kulak enfeksiyonlarını önlemek için kulak tıkaçları, göz enfeksiyonlarını önlemek için gözlük kullanılabilir. Deride çatlak, kesik ve sıyrıklar varsa, havuzdan çıktıktan sonra sabunlu su ile temizleyin.

Kirli havuz, hangi hastalıklara zemin hazırlar?

Tifo, hepatit A ve E, ishaller, leptospira denen bir bakteri ile bulaşan ve kanama veya sarılıkla seyreden 'weil' hastalığı gibi hastalıklar, kirli havuz suyunun yutulması ile bulaşabilir. Özellikle kadınlarda sık görülen idrar yolu enfeksiyonları söz konusu olabilir. Gözlerde konjonktivit dediğimiz kızarma, sulanma ve yanma ile seyreden göz iltihapları olabilir. Konjonktivit mikroplar dışında bizzat havuzun dezenfeksiyonunda kullanılan klor gibi kimyasal maddelere bağlı olarak da gelişebilir. Orta kulak iltihapları görülebilir ve iyi tedavi edilmediğinde kronikleşebilir. Havuza atlamalar nedeniyle sinüzit gelişme riski artabilir. Başta mantar enfeksiyonları olmak üzere değişik deri enfeksiyonları görülebilir.

Islak mayoyla asla!

Kadınlardaki mantarda en büyük risk ıslak mayo mu?

Genital bölgenin ıslak ve nemli kalması, mantar enfeksiyonları gelişimi için hazırlayıcı bir faktördür. Bu nedenle ıslak mayoyla oturmak çok sık yapılan yanlışlardan biridir. Ayrıca, havuzun dezenfeksiyonu için kullanılan klor; kadın cinsel organında normalde bulunan ve enfeksiyonlara karşı koruyan asitlere ortam yaratan yararlı bakterilerin de fonksiyonlarını engeller. Bunun sonucunda kadının genital bölgesinde normalde bulunan mantarlar aktif hale gelerek enfeksiyona neden olabilirler. Havuzdan sonra gelişen mantar enfeksiyonu; başkalarından veya havuzdan bulaşan mantarlara değil, kadının kendi vücudunda normalde bulunan mantarların aktif hale gelmesiyle oluşur.

Hamileler için havuz ne kadar riskli?

Genel olarak, hamilelerin gebeliğin başlangıcından sonuna kadar havuza girmesinde bir sakınca yok. Hatta, yüzmenin hamilelikte en iyi spor olduğu biliniyor. Ancak, gebelikle ilgili önemli bir sorun veya komplikasyon varsa havuza girmek sakıncalı olabilir. Çünkü, gelişebilecek bir enfeksiyon daha önemli sorunlara yol açabilir. Hamile olmayan kadınlarda da, adet günlerinde kanamaların yoğun olması halinde enfeksiyonlara duyarlılık artar. Bu nedenle adet günlerinde havuza girilmemelidir.

Sevdican Güneş

16.07.2007
Kaynak : Sabah

16 Temmuz 2007 Pazartesi

Limon diyeti ile zayıflayın


Kilo vermek için denemediğim yol kalmadı diyorsanız bir de limon diyetiyle zayıflamayı deneyin. Limon hem kilo vermenizi sağlayacak, hem de cildinizi güzelleştirecek!

Kilo vermek istiyorsanız, haftada 7 bin kalori az almalısınız. Yani her gün bin kaloriyle vedalaşmalısınız. Bir hafta süreyle uygulayacağınız bu diyette yağ alımı en aza indiriliyor ve günlük alınan kalori ortalama olarak 1200 kalori dolaylarında.
Toksinleri attırma özelliğine sahip olan limon, vücudun su tutmasını ve dolayısıyla da selülit oluşumunu önlüyor. Üstelik yiyeceklerinize limon kattığınızda günlük olarak almanız gereken C vitaminini de karşılamış olacaksınız.

Tabii ki bu diyetin faydaları bunlarla sınırlı değil; 1 hafta içinde hiç zorlanmadan 2 kilo verebilirsiniz de!

Sabah (7 gün için)
1 fincan şekersiz çay,
2 dilim diyet ekmek,
1 çorba kaşığı limon marmeladı.

Pazartesi öğle
2 tatlı kaşığı sıvıyağ, 2 tatlı kaşığı peynir ve limon suyu ile pişirilmiş pilav (70 gram) Karışık salata, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve 1 limon suyu ile tatlandırılmış yarım limon suyu ile tatlandırılmış 1 kase meyve salatası.

Akşam
Yağsız etle, yine yağsız olarak sadece limon suyu ilave edilerek pişirilmiş kuşbaşı et (120 gram) 1 kepekli sandviç (veya 1 paket diyet bisküvi) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve 1 limon suyu ile pişirilmiş ıspanak.

Salı öğle
Üzerine biraz zeytinyağı ve 1 limonun suyu gezdirilmiş 150 gram fırında balık 1 kepekli sandviç (veya 1 paket diyet bisküvi) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve yarım limonun suyuyla pişirilmiş taze fasulye.

Akşam
150 gram tavuk göğsü (1 tatlı kaşığı sıvıyağ ve yarım limon suyu ile pişirilmiş). Yarım limon suyu ve çok az sıvıyağ ile ızgara edilmiş dolmalık biber 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi).

Çarşamba öğle
Yoğurt ve limonla pişirilmiş 70 gram makarna, zeytinyağı ve 1 limonun suyu ile tatlandırılmış karışık salata, yarım limon suyu ve az şekerle karıştırılmış bir kase çilek.

Akşam
Maydanoz, yarım limon suyu ile pişirilmiş 150 gram ahtapot, zeytinyağı ve yarım limon suyuyla pişirilmiş taze fasulye, 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi).

Perşembe öğle
40 gram dil peyniri, 30 gram diyet ton balığı, 5 yeşil zeytin ve limon suyuyla hazırlanmış salata, 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi), muz ve üzüm dışındaki meyveler ve yarım limon suyu ile hazırlanmış meyve salatası.

Akşam
Limonla ve domatesle tatlandırılmış 150 gram palamut, yarım limon ve çok az zeytinyağı ile tatlandırılmış 150 gram salata, 2 tane haşlanmış patates.

Cuma öğle
Çok az sıvıyağ ve limon suyu ile tatlandırılmış 120 gram rosto 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi), 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve yarım limonun suyuyla pişirilmiş taze fasulye.

Akşam
2 tatlı kaşığı sıvıyağ, 2 tatlı kaşığı peynir ve limon suyu ile pişirilmiş pilav (70 gram) 120 gram haşlanmış, zeytinyağı ve limon suyu ile tatlandırılmış dil limon suyu ve çok az zeytinyağı ile tatlandırılmış 150 gram salata.

Cumartesi öğle
Limon suyuyla tatlandırılmış 120 gram ızgara tavuk, 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi), 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve 1 limon suyu ile pişirilmiş ıspanak.

Akşam
70 gram haşlanmış pirinç, sebze, 20 gram peynir, 30 gram diyet ton balığı, zeytinyağı ve limon sulu salata, muz ve üzüm dışındaki meyveler ve yarım limon suyu ile hazırlanmış meyve salatası 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile tatlandırılmış domates salatası.

Pazar Öğle
70 gram makarnayı pişirip, rendelenmiş 1 limonun kabuğu ve sıvıyağ ile tatlandırın. 40 gram kaşar peyniri serpin. 1 tatlı kaşığı sıvıyağ ve yarım limon suyu ile tatlandırılmış taze fasulye 1 portakal veya greyfurt (C vitamini ve antioksidan açısından çok zengin).

Akşam
Çok az zeytinyağı ve limonla tatlandırılmış 150 gram fırında pişirilmiş balık. 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi) 1 tatlı kaşığı sıvıyağ ve 1 limon suyu ile tatlandırılmış ıspanak.

Bitkilerin gücünü hissedin

Doğal kozmetiklerle bitkilerin mucizevi gücünü teninizde hissedebilirsiniz.


Aktarlardan temin edebileceğiniz yağlar ve diğer bazı malzemelerle siz de, evde, çok kolay bir şekilde kendiniz için kozmetik ürünler hazırlayabilirsiniz. İşte birkaç tarif...
Bademli yüz temizleyici
Malzemeler: Yarım çay gincanı badem yağı, yarım çay fincanı mısır unu, yarım çay fincanı halis zeytinyağlı sabun rendesi.
Hazırlanışı: Tüm malzemeyi birbirine karıştırın ve cildinizi temizlemek için kullanın.
Adaçaylı tonik
Malzemeler: Yarım çay fincanı kuru adaçayı, 1 tatlı kaşığı gliserin, yarım çy fincanı alkol.
Hazırlanışı: Adaçayını 1 hafta alkolde bırakın. Sonra süzün ve gilserinle karıştırın.
Taze çiçek kolonyası
Malzemeler: 40 ml. gülsuyu, 4 tatlı kaşığı lavanta yağı, 20 ml. karanfil yağı, 200 ml. alkol.
Hazırlanışı: Bütün malzemeyi birbirine karıştırın ve yaklaşık 2 ay olgunlaşmaya bırakın.
Ballı el maskesi
Malzemeler: 10 gr. balmumu, 20 ml, bademyağı, 100 gr. bal.
Hazırlanışı: Malzemeleri sıcak su dolu kapta eritin ve ellerinizi içinde 15.dk bekletin

13 Temmuz 2007 Cuma

Kulak çınlamasını hafife almayın


Dışardan hiç bir ses veya elektriksel uyaran gelmediği halde kulakta veya başta işitilen çınlama uğultu veya gürültü gibi her türlü sese tinnitus deniliyor. Tinnitus zaman zaman ortaya çıkabilir veya sürekli olabilir. Kalın veya ince tek veya her iki kulakta da olabilir.

Sürekli olduğunda insanın günlük yaşam aktivitelerini engelleyecek şekle dönüşebilir. Bazen psikolojik problemlere uyku sorunlarına yol açmaktadır. Uzun süreli kulak çınlaması olanlar depresyon ve kişilik faktörleriyle beraber intihar açısından riskli grubu oluşturdukları bazı çalışmalarda gösterilmiştir.

TEDAVİSİ KOLAY

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. İrfan Aksoy, kulak kirinin de kulak çınlamasına neden olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Kulak çınlaması konusunda bilinmeyenleri ve tedavi yöntemlerini Op. Dr. İrfan Aksoy anlattı.

"Enfeksiyon, kulak zarında delinme, orta kulakta sıvı birikmesi ve orta kulaktaki kemikçiklerin eklem yerlerinin sertleşmesi gibi nedenler de olabilir. Allerji, yüksek veya düşük tansiyon, tümör, şeker hastalığı, troid ilaçları, bazı antibiotikler ve sakinleştirici ilaçlar tinnitusa neden olabilir. Her durum için tedavi çok farklıdır.Bu nedenle konusunda uzmanlaşmış bir doktora kontrol olmak ve kulak çınlamasının gerçek nedenini bulmak çok önemlidir.

İlerleyen yaşla birlikte iç kulakta meydana gelen bir takım değişiklikler hücre hasarı ve kaybıyla tinnitusa yol açar. Ayrıca günümüzde yüksek sese maruz kalınan ortamlar (fabrika disco bar) iç kulağa zarar vererek işitme kaybıyla beraber tinnitusa neden olmaktadır. Ne yazıkki bir çok insan endüstriel gürültünün yüksek sesle müzik dinlemenin ve diğer gürültülerin ne kadar zararlı olduğundan ya habersiz ya da bunu umursamamaktadır.”

SÜREKLİ KONTROL

  • Yüksek sesli müziğe maruz kalmaktan korunun
  • Kan basıncını sürekli kontrol ettirin
  • Tuz alımını kısıtlayın. Tuzlu yiyeceklerden uzak durun ve yemeğinize tuz eklemeyin
  • Sinir sistemine uyarıcı etkisi olan kahve, kola ve sigaradan uzak durun
  • Günlük egzersizler kan akımını düzenler
  • Yeterince dinlenin ve çok yorulmaktan sakının
  • Sesten endişelenmeyin, kulak çınlamanız sizin sağır olmanıza ve aklınızı kaybetmenize neden olmaz. Bu sesleri rahatsız edici ama önemsiz bir gerçek olarak kabul edin ve olabildiğince yok saymayı öğrenin
  • Sinirliliğinizi ve gerginliğinizi en aza indirin
  • 9 Temmuz 2007 Pazartesi

    Sıkı bir karın için en ideal 10 besin


    Karnınızın seksi bir sıkılığa sahip olması için sadece egzersiz yapmak yeterli değil! Beslenme şeklinize de özen göstermelisiniz. İşte karın sıkılaştırıcı 10 iyi besin.

    * Badem: Bu lezzetli ve çok yönlü çerez, protein ve lif içeriyor. Ayrıca iyi de bir magnezyum kaynağı. Günlük 23 adet badem tüketin!

    * Yumurta: En güçlü protein kaynağı... Yumurta vücuttaki hücrelerin yenilenmesini sağlıyor. Kolestrolünüz yüksek değilse, her gün bir yumurta tüketebilirsiniz.

    * Soya: Protein, lif ve anti-oksidan bakımından mükemmel bir kaynak olan soya fasulyesi, her gün bir öğün yenmesi gereken besinler arasında...

    * Elma: Düşük kalorisi ve lezzetiyle diyet yapanların en yakın dostu haline gelen elma kolay kilo verdiriyor. Seksi bir karın için günde en az bir elma yiyin!

    *

    Çilek: Yüksek lif oranlarıyla dikkat çeken bu meyve, aynı zamanda yüksek bir anti oksidan. Gün içinde bir öğün tüketmenizde fayda var.

    * Yeşil Yapraklı Sebzeler: Yeşil yapraklı sebzeler düşük kalorili olmaları nedeniyle mide ve karın bölgenizde farklılık yaratıyor. Günde üç öğün yemeklerinizle ya da tek başına yeşil yapraklı sebze tüketebilirsiniz.

    * Yoğurt: Yoğurtta bulunan probiyotik bakteri, sindirim sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı oluyor. Yemeklerinizin yanında bir ila üç kase yarım yağlı ya da yağsız yoğurt tüketin!

    * Sebze çorbası: Günde iki kez sebze çorbası yerseniz, kilo vermede daha başarılı olursunuz. Her gün çorba için sıkı mideniz olsun!

    * Somon: Omega 3 yağ asidi kaynağı olması nedeniyle somon, düz bir karın için büyük önem taşıyor. Yemeklerinizde haftada en az iki-üç kez somona yer verin!

    * Quınoa: 'Keen-wah' olarak okunan bu tam tahıllı gıdanın yarım bardağında beş gram lif ve 11 gram protein bulunuyor. Bu gıdadan bulamazsanız kuskus ve esmer pirinçle idare edebilirsiniz. (Marie Claire)